Biraderin tabancasından çıktığı söylenen bu kurşunların bu
deliklerine nazaran, Paşa’nın sağ bileği tutulduğuna delâlet eder.
Çünkü Halit Paşa’nın, kapının üzerine silâh atmasına aklen ve
mantıken sebep yoktu ve olamazdı. Sol gerideki kurşun yeri de
cepheden bir adamın, biraderin sol elini geriye doğru büktüğüne
delâlet eder. Bunun bir hakikat olduğunu, kardeşimin söylediği
sözlerden de anlıyorum. Gazeteler, Afyon Mebusu Ali Bey’in, Paşa’ya karşı kendini müdafaa etmek zorunda kaldığını yazıyorlar.
Hâlbuki Halit Paşa yaralandıktan sonra dedi ki: “Üstüme saldırdılar hücum ettiler. Tabii hücum karşısında başka türlü hareket
edemezdim. Bana kahpelik yaptılar.” Zaten kardeşimin ânî bir
hücum karşısında kaldığı da muhakkaktır. Çünkü benim bildiğim ve bütün ordunun ve milletin yakından tanıdığı Halit, silâh kullanışta isabet ettirememiş olsun, bu imkânsızdır.