Sahabeden Günümüze Allah Davasında Sonradan Gelenler
Sahabeden Günümüze Allah Davasında Sonradan Gelenler
2 İş Günü
İçinde Kargoya Teslim
Etiket Fiyatı:450,00 TL
Satış Fiyatı:270,00 TL
Ürün Özellikleri
  • Basım Yılı:
  • Sayfa Sayısı:416
  • Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
  • Ebat:13,5 x 21
  • Dil:Türkçe
  • Cilt Durumu:Karton Kapak
  • ISBN-13:9786059258423
Ürün Kategorileri
Allah'ın (c.c.) yarattığı mahlûkât içinde en şerefli olanı insandır.
Peki, bu ulvî varlık, sahip olduğu bu vasıfla mütenâsip olarak ulvî bir hedefe yöneliyor ve bir "dava şuuru" taşıyor mu?
Değerli bir mücevheri, -mücevher şöyle dursun- bir miktar parayı kaybetsek bunu büyük bir "ziyan" sayarız. Hâlbuki kâinatın en değerli varlığı olan insan, göz göre göre kendini bir hiç uğruna harcıyor. Asıl budur kabul edilemez olan.
İşte bu kitapta böyle bir "nefis muhasebesi" yapılmakta ve okuyucu da aynı ameliyeye davet edilmektedir.
İnsan öyle ulvî bir varlıktır ki, onu Allah Davası dışında hiçbir dava teskin ve tatmin edemez. Onun için Allah Davası Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.v.) yaşadığı Asr-ı Saadet'le sınırlı tutulamaz. Şüphesiz ki Asr-ı Saadet'te yaşayanların şerefine erişmek, bizler, yani "Sonradan Gelenler" için mümkün değildir. Ama bu dava -kemâlâtta bir noksanlık olsa da- kıyamete kadar sürecektir.
Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetinden, Allah'ın (c.c.) emrini yerine getiren bir topluluğun sürekli bulunacağını; aşağılayıcı gözle bakanların onlara asla zarar veremeyeceğini ve bu topluluğun kıyamete kadar insanlara karşı böyle muzaffer hâlde kalacağını haber vermiştir.
En şerli zaman kabul edilen âhir zaman şartlarında bile, İslâm Davası'nın davacılarına büyük müjdeler vardır.
Mesela Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün "kardeşlerini çok özlediğini" söylemiş, Sahâbe'nin "Ey Allah'ın Rasûlü! Senin kardeşlerin biz değil miyiz? Biz de işte buradayız!" demesi üzerine onlara şöyle cevap vermiştir:
"Siz benim dostlarım, arkadaşlarımsınız. Kardeşlerim ise beni görmeden bana iman edecek olanlardır."
Ve "kardeşlerim" demekle taltif ettiği bu "Sonradan Gelenler"in, dinlerini gereği gibi yaşamak konusundaki hassasiyetini, avucunda kor ateş tutan kişinin durumuna benzetmiştir.
Rabbimiz, Fâtır Suresi'nin 32. ayet-i kerimesinde şöyle buyurur:
"Sonra biz, o Kitab'ı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed'in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan orta yolda olanlar vardır. Yine onlardan Allah'ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur."
Allah Davası'nı dava edinenler, bu ayetteki üç grup Müslümandan sonuncusu ve en şereflisi olan "hayırda öne geçenler" yani "Kitab'ı", dolayısıyla "dinin tatbik ve tahakkukunu" miras aldığının şuuruyla yaşayanlardır.
Sînelerde saklı olanı yalnızca Allah (c.c.) bilir.
Bu eserin, "inandığım, baş koyduğum dinimin galip ve muzaffer olması yolunda, ortaya -onu değil- beni şereflendirecek mütevazı bir hizmet sunmak" şeklinde tarif edebileceğim niyetimin; bu niyetimdeki samimiyetime layık görülmüş bir mükâfatı olduğunu hissediyor, bununla da ayrıca mutluluk duyuyorum.
Okuduğunuzda siz de şahitlik edeceksiniz ki, bu kitapta her Müslümanın kuşanması gereken dava adamı kimliği günümüz şartlarıyla olabildiğince entegre hâle getirilerek, okuyucuya önce kendisini, ardından da toplumu "dönüştürmenin" hem yol ve yordamı gösterilmekte hem de inanç ve heyecanı aşılanmaktadır. Bu manada hedef kitlem açık ve net olarak "gençler"dir. Çünkü tarih boyunca davalar hep gençlerin omuzları üzerine bina edilmiştir.
Ama kendini hak ve haklı bir davaya adayan kişilerin hiç yaşlanmayıp daima genç kalacakları gerçeği de gözden ırak tutulmamalıdır. Bu bağlamda kitabı içtenlikle okuyan kardeşlerimin -biyolojik yaşları kaç olursa olsun- kendilerini "hedef kitlem" dediğim gençlerden biri olarak hissetmelerinin önünde hiçbir engel yoktur. 
Kitabın adı olan "Sonradan Gelenler" tabirinde Haşr Suresi'nin 10. ayetine telmih vardır. Allah Davası'nın en temel esasları ve bu davanın "adam"larının olmazsa olmazları bu ayette saklıdır:
Dinimizi kendilerinden aldığımız Sahâbe nesline karşı vefakâr ve hürmetkâr olmak,
Tevbe istiğfar ile, yani kulluk şuuruyla yaşamak,
İman edenleri kardeş bilmek,
Mü'minlere karşı hiçbir kin beslememek,
Benliği terk edip "biz" şuuruna ermek ve
Allah'a hep dua yakınlığında olmak...
Bundan sonrasını kitabın sayfalarına bırakıyor; Allah'tan bu çalışmanın, bu vasıfları taşıyan bir "Sonradan Gelenler" kadrosunun teşekkülünde küçük de olsa bir hareket ve heyecan kaynağı olmasını; bu sayede mahşerde Allah Davası'na hizmet edenlerle birlikte haşrolunmayı diliyorum.
Hesabım  |   Favori Listem  |   Sipariş Takibi  |   Yardım  |   Hakkımızda  |   Bize Ulaşın  |        
Hobyar Mahallesi, Cemal Nadir Sokak, No: 16/35 / Fatih / İstanbul / Türkiye   E-Posta : bilgi@kureselkitap.com
© 2025 Küresel Kitap Tüm Hakları Saklıdır.