Ne zaman bir zorlukla karşılaşsak, bir karar anında bocalasak, bu sahâbî hanımların hayatlarındaki küçük mucizelere; sabırlarına, bilgeliğine ve dirayetlerine doğru bir bakış atacağız. Çünkü her biri, bize kendi hayatının sesini fısıldayan birer mihmandardır. Ve biz de kendi hayat sayfalarımızı yazarken, onların ışığında ilerleyerek daha aydınlık yarınlar inşa edebiliriz. Bu eser, gök kubbenin altında, gölgede kalmış duaların yankısıdır. Kimi zaman hıçkırıklarla boğulan bir direnişin, kimi zaman bir gül yaprağı kadar narin bir sevginin hikâyesidir. Her kelime, kalbin en nazik köşesine dokunan bir mırıltıdır; çünkü bu hanım sahâbîler, sadece tarihe değil, ruhumuza da yaşam verdi. Gelin, o ruhun nabzını birlikte dinleyelim, gelin gözyaşımızı, dualarımızı ve umudumuzu aynı sayfada birleştirelim, çünkü gerçek kahramanlık, yüreğin en derin yarasında filizlenir. Gelin, bu kurak topraklardan kopup gelen hikâyeye dönüşmüş hayatlara yelken açalım; hanım sahâbîlerin göğe yükselen duasının, merhametinin ve ilim aşkının izinde adım adım, yüreğimizde yeniden dirilen bir destan yazalım.