Ehl-i Sünnet Kelamında Hz. İbrahim
4 İş Günü
İçinde Kargoya Teslim
Etiket Fiyatı | : | 400,00 TL |
Satış Fiyatı | : | 280,00 TL |
Ürün Özellikleri
- Basım Yılı:2025
- Sayfa Sayısı:416
- Kağıt Türü:Kitap Kağıdı
- Ebat:16,5 x 23,5
- Dil:Türkçe
- Cilt Durumu:Karton Kapak
- ISBN-13:9786255928290
İlâhî dinlerin ortak değeri, tevhidin simge ismi, kendisinden sonra gelen peygamberlerin atası, yaşantısıyla rehber, mücadelesiyle önder, kutlu nebî Hz. İbrahim, bu mevkiine uygun olarak sadece Müslümanların değil Allah inancına sahip her bireyin hayatına bir şekilde dokunması gereken yüce bir şahsiyettir. Davasına adanmışlığı dikkate alınınca ise o, inançlı inançsız herkesin kendisinden bir pay çıkarabileceği bir zat makamına gelmektedir. Burada onun davasını en güçlü ve doğru surette miras alan ve temsilcisi konumunda bulunan son dinin mensupları ise bu hisseden en yoğun şekilde şereflenmesi gereken topluluk mevkiini ihraz etmektedir. Bunun yolunun onun hayatını, söz ile davranışlarını iyi bilmekten, verdiği mesajları özümsemekten ve onu doğru anlamaktan geçtiği aşikardır. Bütün bunları öğrenmek için ise İslâm ulemasından ve onların eserlerinden istifade etmek gerektiği açıktır.
Bilindiği üzere Hz. İbrahim denilince onun tevhid mücadelesi akla gelen ilk unsurlar arasında yer almaktadır. Bu mücadelenin özünü Kur'an'ın ilgili âyetlerinden çıkarmak mümkün olsa da onları daha iyi anlamak için müfessirlere ihtiyaç bulunduğu muhakkaktır. İşin tefsir kısmında bu zevatın açıklamaları önemli bir fonksiyon icra etse dahi meselenin özü olan tevhid ve diğer itikadî unsurların daha çok kelâm ilminin ihtisas alanı içinde bulunması mütekellimînin Hz. İbrahim tasavvurunu önemli bir pozisyona getirmektedir. Kelâmcıların bu alanda kaleme aldıkları eserlerinde ne ölçüde Hz. İbrahim ismine atıf yaptıkları, onun tevhide yahut itikadî unsur barındıran diğer hususlara dönük söz ve eylemlerini nasıl yorumladıkları, ona nasıl bir misyon biçtikleri, hangi itikadî konularda ona doğrudan yahut dolaylı şekilde yer verdikleri ve buralarda onu nasıl konumlandırdıkları sorusuna cevap bulmak için yola çıkan bu çalışma, yeterli bir derinliğe ulaşabilmek için bir daraltma yapma ihtiyacı da hissetmiştir. Bu doğrultuda konuyu, Ebû Hanîfe bir tarafa bırakılırsa, İmam Mâtürîdî ve Eş'arî ile başlayıp on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğine kadar uzanan Ehl-i sünnet kelâmcılarının, birkaç istisnası dışında, yalnız bu alanda kaleme aldıkları eserleri çerçevesinde incelemeyi misyon edinmiştir. Buna bağlı olarak da Eş'arî ve Mâtürîdî ilim ehlinin itikadî sahada yazdıkları eserlerine müracaatla onların ilgili konulardaki açıklamalarını tespit etmeyi, peşi sıra da onları yorumlamayı hedeflemiştir.