Ramazan Ayı'nın dinimizde önemli bir yeri olduğu gibi bu ay etrafında oluşan bir de kültür hayatımız var. "On bir ayın sultanı' diye isimlendirilen bu mübârek ayı nasıl yaşıyoruz? Dilerseniz kitabı kısaca özetleyelim..

65 yaşında sevimli bir ihtiyar olan Hüseyin Dede; Ramazan Ayı'nı geçirmek üzere Ankara'da bulunan oğlu Orhan'ın yanına gelir. Kültürlü hoşgörülü ve dindar bir Anadolu insanı olan Hüseyin Dede eve canlılık ve hareketlilik getirir. Günlük hayatın akışı seyrederken söz Ramazan Ayı olması dolayısı ile oruç konusuna gelir.

Oruç ve Ramazan Ayı'nın önemi ile birlikte bu konuda oluşan geleneklerimiz İslam'da yardımlaşma ve zekat; Hüseyin Dede Orhan ve Samiye Hanım tarafından çocuklara aktarılır. Kişilerin birbirlerine saygılı olmaları gerektiği içki ve sigaranın zararları toplum içinde yaşamanın gerekleri örnekleriyle sergilenir. Millî birlik ve beraberlikle kardeşlik duygularının gelişmesinin yararları üzerinde durulur.

Çocukların aile çevre okul ve toplum içindeki sorumlulukları tertipli ve düzenli oluşun faydaları örneklendirilir. İnsanlar arasındaki yardımlaşmanın önemi yoksullara çocuk yuvalarında ve huzur evlerinde yaşayanlara ilgi gösterilip yardımcı olunması gündeme gelir.

Kadının aile ve toplum içindeki önemi savurganlığın getireceği felaketler akraba ve komşularla iyi geçinmenin gerekleri başkalarının hatalarının ulu orta söylenmeyip; işin doğrusunun güzellikle anlatılmasının daha iyi olacağı örneklenir. Esnaf- müşteri ilişkileri dedikodunun zararları gibi daha pek çok ahlâkî konu gündeme getirilir bayramların önemi vurgulanır.