"Bu sistem, sadece zihinleri değil, duyguları da biçimlendiriyordu. Ve belki de gerçek özgürlük, düşünme cesaretiyle başlıyordu.
Birbirlerinden güç aldılar. Sorgulayan cümleler kurdular. O zaman fark ettiler ki en tehlikeli sessizlik, insanın kendi sesini unutmasıydı..."
Hayatlarını ve düşüncelerini bildirimlere teslim eden kalabalığın içinde üç genç, cesur bir direnişe başladı.
Oğuz, Meryem ve Fırat gençlerin hayatını görünmez ağlarla kuşatan gizemli fenomen Gözlemci'nin etkisinden kurtulmaya çalışırken bu sanal düzenin ardındaki korkunç hakikatle yüzleşecek.
Gerçeği görmek onlar için sadece bir başlangıç...
Bu roman; gençlerin distopik düzene başkaldırısının yanı sıra kimlik inşasının, bireyselleşmenin ve sorgulama cesaretinin önemini de anlatıyor.
Peki ya sen; herkesin aynı göründüğü ve aynı düşündüğü bir dünyada, kendi sesini duyabilir misin?